17 Kasım 2009 Salı

Bir aşk hikayesi...

+ Hadi öğle yemeği yiyelim!
- Can ben şimdi yedim ya...

Ertesi gün...

+ Hadi sana yemek ısmarlayayım!
- Teşekkür ederim Can ama az önce yedim. Başka zaman yesek?

Benzeri nice gün sonra, uyunmamış bir gecenin sabahında ve tüm bahaneler tükenmişken;

- Efendim?
+ Alo günaydın. Seni evime davet ediyorum kahvaltı yapmak için!
- Can gelmesem?
+ Hayatta olmaz, itiraz istemem.
- Can gelmesem?
+ Neden?
- Vazo falan kırarım, sakarım ben gelmiim noolur.
+ Hadi bakalım yine sen kazan, öyle olsun!

Araya yaz tatili girer. Tesadüfen bir gün Ortaköy'de karşılaşılır ve ayaküstü on dakika sohbet edilir. Yaz bitip okullar açıldığında, ilk akşam diye midir nedir, bir ağırlık çöker kalbe ve yürüyüşe çıkılır. Yan sitede oturan Can arar;

+ Hadi dolaşalım mı?
- Peki Can gel, zaten bahçedeyim.

Konuşurken, daha doğrusu Can monolog yaparken, söylediği çoğu şeye cevap verilmez. Ve Can der ki;

+ Sen ne güzel bir sevgilisin?

Buna da cevap verilmez. Can'dan ve bitmeyen buluşma taleplerinden uzunca bir süre kurtulabilmek için yapılmış bir görüşme haliyle önemsenmemektedir. Sonradan öğrenilir, Ortaköy'deki karşılaşmadan beri Can'ın ilişkimizi kendine ilan ettiği!!! iyi çocuktur aslında Can. Arkadaşlar da öyle söyler: "Amaaan idare ediver, istemezsen gönderirsin."

Böyle başlayan ilişki zamanla normale döner. Can'a alışılır, ilişki fikrine alışılır. Bir zaman sonra Can'a aşık bile olunur. Hatta itiraf edilir usul usul kulağına, bir gece arkadaşlarla beraberken. Ertesi gün bir aradayken Can bi tuhaftır...

+ Bana bağlanmanı istemiyorum!
- Pardon?!!
+ Bana bağlanma. Ben kimseyi üzmek ve kimse tarafından üzülmek istemiyorum. Bana bağlanma!

Can, bir anda güçlü erkek olmuştur. Tribe girmiştir. Aramızdaki takvim tutmazlığından mıdır , yoksa tatlı gelen kendine aşık etme süreci midir bilinmez, Can böyle karikatür gibi bir şey olmuştur. Can'a hemen yol verilir. Üstelik, daha iyisini haketmediği düşünüldüğü için, değersiz bir mesajla yapılır bu yol veriş.

Karikatür Can, zamanla daha da komik bişeye dönüşür;

+ Hayatına benden başkası giremez, ben biliyorum.
- Pardon?!!
+ Ben biliyorum, sen benden başkasını sevmezsin. Ruhun bende senin!!
- E Can gel o zaman, derdin ne?
+ Gelmem, ben bana bağlanmasını istemem kimsenin!
- Can git o zaman, tutan ne?
+ Gitmem. beni hayatından çıkaramazsın!
- Can siktir git o zaman?!

Bu böyle devam eder. Taa ki yeni bir sevgili söz konusu olana kadar. Tabi Can o aşamalarda da karikatür balonlarına bolca malzeme veren beyanlarda bulunur. Komik olan, Can yüzünden tüm aileden bu şarkı eşliğinde ayar yememdir; her yerde, her şartta, her koşulda...

Kader, kahpe kader,
Ağlarını ördün mü?
Can'dan yok bir haber,
Ananın .mını gördün mü?!!

4 yorum:

komançi dedi ki...

harika bir yazı.. sonuna kadar zevkle okudum.
elinize sağlık!

Ebru dedi ki...

teşekkür ederim.
çok teşekkür ederim..
şimdi ben çok gülüyorum o zamanlar olanlara:)

komançi dedi ki...

mazi genelde güldürüyor bizi. dönemin ne kadar hüzünlüde olsa, şimdi hepside aynı.

Ebru dedi ki...

evet.
mazi güldürüyor herkesi.
ben şimdi, henüz mazi olmadan da yaşadıklarımıza gülebilmenin yolunu arıyorum.
bir fikri olan varsa buna dair hemen paylaşalım lütfen :)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails